17 Kasım 2012 Cumartesi

Ural-Altay ve Altay Dil Teorisi / Doç. Dr. Emine Yılmaz - Doç. Dr. Nurettin Demir

Giriş

Türkçenin hangi dillerle akraba olabileceği meselesi bilim adamlarını uzun zamandır meşgul etmektedir. Bu süre içerisinde, Türkçenin hiç bir dille akrabalığı olmadığı görüşünden, bazı kızılderili dilleri, Sümerce, Etrüskçe, Hint-Avrupa gibi dillerle akraba olabileceği ve hatta bütün dillerin Türkçeden kaynaklandığına varıncaya dek pek çok farklı görüş ileri sürülmüştür. Bunların en fazla üzerinde durulan ve kabul göreni Türkçeyi önce Ural-Altay ve daha sonra Altay dil ailesi içinde ele alan görüştür. Aşağıda son sözü edilen dil aileleriyle ilgili tartışmalar kısaca ele alınacaktır.

14 Kasım 2012 Çarşamba

Ortaçağ Orta Asyası'nda Türkistan ve Turan / Yrd. Doç. Dr. Scott Levi

Orta Asya tabiri bugün, (batı Çin’in Doğu Türkistan bölgesi ile Kuzey Afganistan’ın büyük bir kısmı ve Güney Sibirya’nın genişçe bir bölümü), genel olarak eski Sovyet cumhuriyetlerinden olan Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Kazakistan’ın oluşturduğu bölgeyi belirtmek için kullanılmaktadır. Bu genel, hatta gündelik tabir özellikle 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasından ve yukarıda adı geçen Müslüman cumhuriyetlerin de buna bağlı olarak elde ettikleri bağımsızlıktan bu yana geniş bir izleyici kitlesine ulaşabilme avantajı sağlamaktadır. Orta Asya tabiri "Doğu Asya”, "Güney Asya”, ve "Batı Asya” gibi başka tanıdık modern coğrafi tanımlar bağlamında bölgeyi yerleştirme avantajını da beraberinde getirmekte. Ne var ki, en azından tarihi tartışmalar açısından, Orta Asya’nın modern jeopolitik bir kavram haline getirilmesi çeşitli olumsuzluklar içermiyor da değildir. Bugün kullanıldığı şekliyle, bu tabir 1920’li yıllarda Sovyetler Birliği’nin ‘cumhuriyetlerin büyük sınırlandırılması’ süresi boyunca bölgede belirlenmiş olan sınırlarla çepeçevre sarılmış alana da işaret etmektedir ve bölgenin eski kültürel ve siyasi sınırlarını artık yansıtmamaktadır. Bu şekilde, tarihi tartışmalardaki kesinliğini son derece dikkat çekici bir biçimde koparıp atan modern siyasi, kültürel ve coğrafi imaları gündeme getirmektedir.

8 Kasım 2012 Perşembe

Tohumlarımızın Nesli Tehlike Altında!



Binlerce yıllık tarım geleneğini barındıran Anadolu topraklarında yetişen yerli tohumlar yaşamın sürekliliğini temsil ediyor.

Atadan kalma tohumlarımız;

* Lezzetli ve sağlıklı gıdaların temini için birer genetik hazinedir
* Binlerce yıldır değişen koşullara uyum sağlayarak günümüze ulaşmayı başarmış numunelerdir
* Tarımsal biyoçeşitliliğin önemli bir parçası ve yaşamın sürdürülebilirliğinin olmazsa olmazıdır
* Dışarıya bağımlı kalmaksızın ülkemizin gıda güvenliğinin teminatıdır

Ancak bugün Anadolu’ya özgü yerel tohum çeşitliliğimiz yok oluyor. Tek seferlik, ticari tohumların egemenliği nedeniyle gıdamızın ve geleceğimizin güvencesi yerli tohumların nesli tehlike altında! Yeryüzünde zengin çeşitlilikteki yaşamı sürdürebilmek, atalık tohumlarımızı gelecek kuşaklara aktarmamıza bağlı.

TOHUM TAKAS AĞI, yüzyılların bilgisini taşıyan yerli tohumlarımızın korunup yaygınlaşmasını amaçlıyor.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Adım Adım Oluşumu desteğiyle yürüttüğü TOHUM TAKAS AĞI KAMPANYASI’na destek olarak,

* Anadolu’nun dört bir yanındaki ekolojik çiftliklerde yerli tohumların çoğaltılarak paylaşılmasını sağlayacak;
* Bu toprakların yüzlerce yıllık bereketinin, lezzetinin, besin zenginliğinin ve kültürünün gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için sağlam patikalar oluşturacaksınız.

Verdiğiniz desteğin her kuruşu binlerce yeni tohuma dönüşecek...

Kredi kartı ile bağış yapmak istiyorsanız: https://www.bugday.org/portal/BagisAdimAdim.php

EFT/havale yoluyla bağış yapmak istiyorsanız:
Alıcı Adı: Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Garanti Bankası Karaköy Şubesi - Şube No: 400
Hesap No: 6295240
IBAN No: TR67 0006 2000 4000 0006 2952 40

www.bugday.org - www.yasasintohumlar.org
facebook.com/BugdayDernegi
twitter.com/BugdayDernegi
Twitter paylaşımlarınız için hashtag: #YasasinTohumlar

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.